Mülkiyet hakkı çeşitleri ikiye ayrılmaktadır. Öncelikle mülkiyet hakkının, üzerinde kurulabildiği eşya türünden iki çeşidi bulunmaktadır. Taşınır mülkiyeti ve taşınmaz mülkiyeti olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ancak mülkiyetin çeşidine göre elbirliği mülkiyeti ve paylı mülkiyet olarak ikiye ayrılmaktadır. Eşya üzerinde tek bir kişinin mülkiyet hakkı söz konusu ise, ferdi mülkiyetten; bir eşya üzerinde birden fazla kişinin mülkiyet hakkı söz konusu ise iştirak halinde mülkiyetten söz edilir. 

ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ

Elbirliği mülkiyeti, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 701. Maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Elbirliği mülkiyeti, iştirak halinde mülkiyet olarak da isimlendirilmektedir. Kanunun 701. Maddesinde, elbirliği mülkiyetine yönelik olarak kaynak ve nitelik tanımında bulunulmuştur.

II. Elbirliği mülkiyeti

1. Kaynakları ve niteliği

Madde 701- Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk

dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.

Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa

giren malların tamamına yaygındır.

Buna göre elbirliği mülkiyeti, kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olma durumudur. Kanun maddesine göre elbirliği mülkiyetinin kaynaklandığı yer, kanun veya kanunda öngörülen sözleşmelerin akdedilmesidir. Buna göre, birden fazla kişinin yer aldığı toplulukta bulunan kimseler, mallara iştirak halinde; yani birlikte malik olmaktadırlar.

Kanundan kaynaklanan elbirliği mülkiyetine miras hukukunun en temel kavramı olan tereke üzerinden örnek verilebilmektedir. Örneğin murisin ölümüyle birlikte ortaya çıkan terekede yasal mirasçıların hepsinin elbirliği halinde malik olduğu söylenebilir.

Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp; her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Örneğin, elbirliği mülkiyetine giren malların hepsinde, ortakların tamamı, sanki her biri tek başına malikmiş gibi ortak olur. Mallar üzerinde ayrı ayrı oranlarda payları bulunmamaktadır. Miras hukukunda buna külli halef olmak denilmektedir.

2. Hükümleri

Madde 702- Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya

sözleşme hükümleri ile belirlenir.

Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf

işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir.

Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde

tasarrufta bulunulamaz.

Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan

bütün ortaklar yararlanır.

3. Sona ermesi

Madde 703- Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer.

Paylaştırma, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır.

Yukarıda değinilen kanun maddelerinde yer alan hükümlere göre, elbirliği mülkiyeti halinde mallara malik olan paydaşların, malların yönetimi ve mallar üzerindeki tasarrufu ancak oy birliği ile mümkün olmaktadır. Eş deyişle, elbirliği mülkiyetinde bulunan mallar üzerinde paydaşların her birinin ayrı ayrı tasarrufta bulunmaları mümkün değildir. Yine, sözleşmeden doğan topluluk devam ettikçe paydaşların paylaşma yapması ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunmaları mümkün değildir. Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erdirilebilir.

Elbirliği mülkiyet ile paydaşlar, bir mal üzerinde oranları belli olmadan aynı haklara sahip olmaktadırlar. Eğer üzerinde elbirliği halinde mülkiyet bulunan mal, bir gayrimenkulse yani taşınmaz ise bu durum tapu siciline kaydedilmekte olup; söz konusu taşınmaz üzerinde paydaşlar aynı haklara sahip olmaktadırlar. Bu sebeple ilgili taşınmaz üzerinde yapılacak tüm tasarruf işlemleri, paydaşların hepsinin birlikte yapması ile geçerlilik kazanmaktadır. Tapu sicilinde hangi paydaşın ilgili taşınmazda hangi oranda pay sahibi olduğu; yani hissesi belli değildir. Bu sebeple elbirliği mülkiyetinde hisse devri şeklindeki kurumun işletilmesi mümkün değildir. Tasarruf ve yönetim işlemlerinde paydaşların oy birliği ile aynı yönde karar vermiş olması gerekmektedir. Yönetim ve tasarruf bakımından tek bir paydaşın dahi karşı oya sahip olması, ilgili yönetim ve tasarruf işleminin gerçekleştirilememesine yol açar.

Elbirliği mülkiyetinden kaynaklanan davalarda taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İlgili mal için paydaşlar tarafından açılacak davalarda veya paydaşlara karşı açılacak olan davalarda mutlaka paydaşların tamamının gösterilmesi zorunludur. Birinin dahi eksik gösterilmiş olması, taraf teşkilinin eksikliğine sebep olacaktır. Elbirliği mülkiyetinde hisse satışı yapılabilmesi için öncelikle elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi gerekmektedir. Paylı mülkiyete çevrilmeden hisse satışı mümkün değildir.

Elbirliği mülkiyeti genellikle miras ortaklığı şeklinde karşımıza çıkmakta olup; kanunda sayılan sınırlı hallerde elbirliği mülkiyetinin varlığı kabul edilmektedir. Elbirliği mülkiyetindeki paydaşlardan biri hakkında icra takibi sebebiyle söz konusu mülkiyete tabi mala icra dairesi tarafından haciz koyma işlemi gerçekleştirilebilir. Haciz sebebiyle ilgili malın satılma zorunluluğu ortaya çıktığı takdirde öncelikle söz konusu mal üzerindeki ortaklığın giderilmesi gerekmektedir. Bu sebeple de alacaklılar, elbirliği mülkiyetinde paydaş olan borçlularının payının belirlenmesi ve söz konusu malın satılarak borçlunun payına düşenin cebri icra ile kendilerine ödenmesini isteyebilirler.

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davaları mirasçılar tarafından açılabileceği gibi, mirasçıların alacaklıları tarafından yetki belgesi alınmak suretiyle de açılabilmektedir.