Bugün öyle özel bir gün ki…
Takvim yaprakları 6 Haziran’ı gösteriyor.
Hem bir Diyetisyen olarak mesleğimizi onurlandırdığımız Diyetisyenler Günü…
Hem de ailelerin bir araya geldiği, paylaştıkça anlamı büyüyen Kurban Bayramı’nın ilk günü.
Açıkçası sabahın erken saatlerinde, kahvemi içerken kendime şunu sordum:
“İkisi de sağlığa, iyiliğe, paylaşmaya hizmet etmiyor mu aslında?”
Ve evet, cevabım çok netti: Bir tabakta buluşuyoruz. Ama o tabak sadece yemekle değil, sevgiyle, dengeyle ve farkındalıkla doluysa anlamlı.
Diyetisyen Olmak: Sadece Kalori Saymak Değil, Yaşama Rehberlik Etmektir
Bugün meslektaşlarım adına da konuşarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
Diyetisyen olmak, çoğu zaman dışarıdan sadece “kalori hesabı” gibi görülse de, aslında çok daha derin bir yolculuktur.
Bizler bir danışanın sadece kilosuyla değil;
• Duygusal yeme nedenleriyle,
• Kronik hastalıklarıyla,
• Hormonal dalgalanmalarıyla,
• Yeme alışkanlıklarının arkasındaki yaşanmışlıklarla ilgileniyoruz.
Bir danışan bize geldiğinde, onun “tabak” dediği şeyin aslında bir hikâye taşıdığını çok iyi biliriz. O tabakta bazen çocukluğun bir parçası, bazen yalnızlığın izdüşümü, bazen de bayram sabahı anne kokulu bir sofranın hatırası vardır…
Bayram Sofraları: Anıları Yaşatırken, Bedeni Yormamalı
Kurban Bayramı hepimiz için çok özel.
Aileyle birlikte oturulan uzun sofralar, dumanı tüten kavurmalar, şerbetli tatlılar, bayram kahveleri…
Ama burada küçük bir parantez açmak istiyorum:
Sağlık, hiçbir bayramın dışında bırakılacak kadar önemsiz bir konu değildir.
Üstelik bu bayram, diyabeti olanlar, hipertansiyon hastaları, reflü ya da kolesterol problemi yaşayanlar için biraz dikkat gerektirir.
Ama üzülmeyin, yasaklarla değil, dengeyle yürür bu yol.
Peki Bayramda Nasıl Beslenelim? Küçük Ama Etkili Öneriler:
Kurban Eti İlk Gün Tüketilmemeli:
Taze kesilmiş etin sindirimi zor olabilir. 24 saat dinlendirilmiş et tercih edin. Eğer tüketilecekse haşlama ya da ızgara olarak ve sebzelerle birlikte alınmalı.
Kahvaltıyı Hafif ve Dengeli Yapın:
İlk öğününüzde yumurta, peynir, domates, salatalık gibi doğal ve sade besinlere yer verin. Aşırı yağlı sucuk, salam, kavurma gibi gıdalardan uzak durun.
Bol Su, Bol Hareket:
Bayram demek hareketten uzak kalmak demek değildir. Uzun sofralardan sonra kısa yürüyüşler sindirimi kolaylaştırır, kan şekerini dengeler.
Tatlı Hakkınızı Akıllıca Kullanın:
Şekerli tatlılar yerine sütlü tatlıları ya da meyveli alternatifleri tercih edin. Mutlaka ana öğünden 2-3 saat sonra tüketin.
Sebzeyi Unutmayın:
Bayram sofralarında sebzeler genelde unutulur. Etin yanında salata, haşlanmış sebze, yoğurt gibi besinlerle hem lezzet artar hem sindirim kolaylaşır.
Bu Bayram Başka Bir Şey Daha Hediye Edelim: Sağlık Bilinci
Bir bayramda et ikram etmek, tatlı sunmak ne kadar gelenekse…
Sağlık hakkında farkındalık oluşturmak da yeni bir bayram geleneği olabilir.
Anneye “biraz az yağlı pişir” demek…
Teyzeye “kavurmanın yanına salata da koysana” demek…
Kendimize “tatlıyı küçük bir dilim yeter” diyebilmek…
İşte bu da bir bayram hediyesi olabilir: Hem kendimize, hem sevdiklerimize.
Son Söz: Sağlıkla Kutlanan Her Bayram Bir Ödüldür
Bugün hem bayram, hem de Diyetisyenler Günü.
Ben de hem bir diyetisyen, hem bir kadın, hem de bir vatandaş olarak şuna inanıyorum:
Sağlıklı olmak bir ayrıcalık değil, herkesin hakkıdır.
Ve biz diyetisyenler, bu hakkın savunucusuyuz.
Bugün sofralarda bereket olsun, kalplerde sağlık ve denge…
Tatlılar paylaşırken niyetimiz ölçüde olsun, etler dağıtılırken gönlümüz sevgiyle dolsun.
Ve en önemlisi, bayramda da kendinize iyi bakmayı unutmayın.
Çünkü siz kıymetlisiniz…
Çünkü siz, yaşadığınız hayatın merkezisiniz.
Sağlıkla, dengeyle, sevgiyle…
Diyetisyen Şeyma İlhan