İnsan hayatı, candır, değerlidir, hayattır ama genç, çocuk denilince kanımız bir tık daha fazla çekiliyor. Öyle bir sabaha uyandık ki, keşke kâbus olsa diyorum, eminim hepimiz öyle diyoruzdur. Tüm haberlerde ayni çağrı, erzak, battaniye, kıyafet yardımı ve yollardan çekilin çağrısı.

4. seviye alarm!

Uluslararası yardım çağrısı, çok ciddi tehlikelere karşı en yüksek seviye alarmı!

1500’den fazla can kaybı. Binlerce yaralı ve henüz göçük altından çıkamayan, çıkartılamayan kişiler var.

Bütün gündür farklı farklı haber kanallarını izliyorum ve dinliyorum. Bir güzel haber gelsin diye. Özellikle çıkarılan her çocukta ağladım. Kocaman bir hayat, gelecek çünkü onlar. Diğer canlar değersizdir demiyorum ama sizin de içiniz çocuklar olunca daha da bir cız etmiyor mu?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni voleybol müsabakalarında temsil etmek için sporcu gençlerimiz ve öğrencilerimiz, kardeşlerimiz, evlatlarımızda orada. Bir ekibin sorunsuz ilk saatlerde sağlıklı oldukları haberlerine ulaştık fakat 16 saatten fazladır diğer ekiple ilgili haber alamıyoruz. Bulundukları otel çökmüş.

Görseller maalesef ki hiç iç açıcı değil. Öğretmenlerimiz, kardeşlerimiz, canlarımız orada ve hiçbir şey yapamıyoruz, öğrenemiyoruz. Yollar hem hava şartları hem de panikten ötürü kapanmış durumda. Hava kararıyor ve hava çok kötü, karlı ve soğuk.

İlk deprem anından evlerinden çıkabilmiş tanıdıklarımız var. Sabahın ilk saatleri bile sayılmayan saatten beri sokak o soğukta, terlikleriyle üstü başı hiç de bu havaya uymayan şekilde dışarıda, panik ve stres içinde. Diğer taraftan ölenleri duyuyor. Üstüne başka bir deprem daha oluyor neredeyse aynı şiddette ve artçısı değil!

Herkes şok içinde, bekleyemezsin bunları. Beklenilmez. Tahmin edilmez ne yeri ne saati ne de şiddeti ve etkisi. 2 senelik evler, apartmanlar, binalar yerle bir olmuş durumda, her biri toz parçasına dönmüş.

Halen daha haber alamadığımız çocuklarımız, kardeşlerimiz, akrabalarımız, canlarımız var.

Sokakta ne yapacağını bilmez bir şekilde bekleyen, bekletilen insanlarla dolu ortalık. Her yer kapattığı için, içme suyu bulmak erzak bulmak ısınacak bir şeyler bulmak çok büyük sorun.

Belki şimdi bu sorular sadece insanları daha çok sinir edecektir fakat ben yine de sormak istiyorum. Bu fay hattından yeni mi haberiniz oldu sayın yetkililer? Hayır biliyordunuz seneler senelerdir var. Yüz yıllardır deprem olmadı diye olmayacak demek değilmiş. Ne zaman nasıl ders alacaksınız? Daha ne olması gerekiyor doğru düzgün denetlemeler ve inşaatlar yapılması, önlemler alınabilmesi için? Daha kaç can? Sizin sayınız kaç?

Deprem çantası hazırlamayı öğrenirken keşke depremden nasıl insan kurtarılır da öğrenseymişiz. AFAD göçük yerlere ulaşmaya çalışırken en azından halkın faydası olurdu bilinçli bir şekilde, ki eminim halk tek yürek tek can şeklinde yardım etmeye de çalışıyordur.

Yardım yollayacakları söylenilen ülkeler var. Gitsinler tabii ki. Gidebiliyorsak gidelim de. Fakat yollar tıkanmış durumda, havaalanları çökmüş durumda gidince nasıl o alana varacaklar? Olağanüstü bir hal.

Bir de üstüne üstlük şaka gibi bir durum ama; battaniye fiyatları arttı! İnsan canından hayatından sen nasıl kar güdersin ya. Aklım almıyor. Midem kaldırmıyor.

10 gün sonra, tüm bu olanlar geçince ne olacak biliyor musunuz? Yine her şey eski normaline dönecek. Eğitim yok konuyla ilgili, depreme karşı bir önlem yok. İnşaatları mısmıl denetleme yok. Kelle koltukta yaşamaya devam. İnsan hayatı dediğin nedir ki, 3 kuruşluk şey sanki.

Geçsin n’olur, geçmiş olsun!