Çocukken okula götürdüğüm
yiyecekleri yazıyorum;

1. Ekmek arası zeytin
2. Ekmek arası peynir
3. Ekmek arası helva (itiraf ediyorum en sevdiğim)
4. Fındık
5. Pekmezli süzme yoğurt
6. Elma

Evettt ilkokul ve ortaokul bu alternatiflerle geçti,
Okulun kantininden yiyecek bir şeyler almayı çok isterdik ama malum sebeplerden ötürü alamazdık,
Paylaşmayı seven arkadaşlardan mutlaka atıştırırdık,


O zamanlar okul kantinlerinde sayılı cicili bicili paketleri olan yiyecekler, simit, tost, meyve suyu ve gazlı içecek alternatifleri vardı. Bayram sonralarında, bayram harçlıklarını okul harçlığı olarak kullanabildiğimiz için o zamanlarda kantinden alışveriş yapardık.


Elbette yaptığımız alışveriş en çok yoksun kaldığımızdan yana olurdu ayda 1-2 kez kola içmek, simit almak baya havalı meselelerdi e tabii  bizim zamanlarımızın kocaman marketleri ve koridorlarca rafları yoktu, Hepi topu 4-5 markanın bakkal amcanın tezgahında olan çeşitleri ile karşılaşır, zaten öyle harcayacak bir harçlık olmadığı için ancak ara sıra cicili paketlerden alırdık,
Okul çıkışında ulaşabildiğimiz yiyecek alternatifleri de
1. Haşlanmış nohut
2. Pamuklu şeker
3. Horoz şeker
4. Elma şekeri
5. Patates cipsleri
6. Mevsimine göre salatalık erik tezgahı
7. Ve yine simit ayran
 

Geçmişten, bugüne çözüm üretelim. Gelecek için ..
O dönemde Türkiye'deki obezite oranı ile simdiki oran arasında çok ciddi bir fark var. Eskiden bir devlet okulunda bir sınıftan 1 veya 2 tane çocukta kilo problemi varken, şimdi her 3 çocuktan 1 tanesinde kilo
problemi var. Bu sebeple de ivedilikle okul çağında beslenme ile ilgili politikaların geliştirilmesi gerekiyor ve hedef tüm
eğitim kurumlarınin çocuklarımızın adil ve eşit beslenme hakkından faydalanmaları olmalı. Diğer taraftan özellikle ilkokul çağında gerçekten ‘okulda beslenme eğitimi' dediğimiz beslenme ve gıda
okuryazarlığının artırılması ve bu bilincin de çocuklara kazandırılması gerekiyor. Buna en güzel örnek, bizim çocukluğumuzda "EV Ekonomisi" dersleriydi.


Şimdilerde workshop ve atölye olarak anılan bu ders başlığının tekrar kazandırılması kıymetli olacaktır.
Ve evet, okulların bahçelerinde meyve
ağaçlarının, sebze bostanlarının olduğu,
kantinlerin ve kafeteryaların yeni nesil
besleyici gıdalarla donatıldığı okullar,
Topraksız  tarım uygulamaları ile sınıfların
içerisinde yetişen yeşillikler ve dahası . Köy enstitüleri gibi uygulanmış çok güzel bir model dizayn etsek , meyve sebze yetiştirmekten hayvan beslemeye kadar öğretildiği eğitime katıldığı ah ne güzel olurdu ..  Yapılacak çok ama çok şey var …
Benim de destekçisi ve gönüllüsü olduğum
varoluşu çok kıymetli olan ve çok
önemsediğim FAO (Gida ve Tarım Örgütü),
14 Mart Uluslararası Okul Gidası günü
mesajlarindan birisi de okul bahçelerinde
gida yetiştirmenin, çocuklara gıda
yetiştirmekten daha fazlasını katacağı
yönünde;
Yaşam becerilerini geliştirmeleri,
Daha iyi beslenme ve sağlıklı beslenmeye teşvik etmesi,
Çevre bilincini artırmaya,
Gıdaya ve onları üreten gıda kahramanlarına saygıyı artırması gibi sayamayacağım bir çok konuda …

Topraktan aldığımızın değerini bilmenin önemini anlatacağımız güzel etkinliklerde buluşmak dileği ile ..