KKTC belediye seçimlerine 48 saatten az bir vakit kala biraz gözlem yapmak isterim. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var KKTC’deki belediye seçimleri Türkiye’dekiler kadar o şehir senin bu şehir benim ayrımından geçmiyor. Ya da hiçbir parti o şehri sahiplenmiyor, sahiplenemiyor denebilir.

Her ne kadar belediyenin başına gelen yanında ekibi ve/veya tanıdık ve/veya oy karşılığı söz verdiği “iş imkanlarını” getirse de asla bir sahiplenme yok. Sonuçta komşun şu partiyi destekliyor sen bu partiyi öteki diğer partiyi ve birimizin tanıdığı işe giriyor. Burası küçük ülke, burada herkes birbirini tanıyor ve işe alınan sadece boşa oturmak için alınıyor bence. Bu oy karşılığı iş yaratma mevzusu da bir acayip. Kimse de çıkıp demiyor ki o kadar zabıtaya, geçici işçiye, ne gerek var?

Ha iş çok o ayrı; yapan yok!

Alınan zabıta, biri kaldırıma park etmiş diye düşünmüyor mesai saatlerinde; aksine bugün dışardaki hangi işimi halletsem diyor sanki izinli günüymüşçesine. Atanmış bir hükümet ve cumhurbaşkanlığı halkın ve toplumun yüzde 80’inden fazlasını zora sokarken, küçücük adada yaşama şartları iyice zorlaşırken, denetleme yok iken, hatta onu bile geçtim yol yo iken herkes koltuk sevdasında devam etmekte. Değişen bir durum yok. İsimler değişiyor, yapılması gereken beklenen icraatlar yine listeleri kabararak ayni yerde duruyor. Seçim yaklaştı diye bir iki göz boyama odaklı yapılan icraatları saymazsak tabi.

Toplum bunlara doydu ama sanırım ki bu sezon daha az icraat oldu sonuçta artık o oltaya kanmıyor halk.

Küçük ülkelerin sorunu bence sadece ticaret odaklı olmaları, coğrafik olarak yüz ölçümü küçüklerden bahsetmiyorum, medeniyet ve ekonomik olarak düşük seviyede kalmış ülkelerden bahsediyorum. Örneğin koskoca Türkiye’nin nüfusu 84 milyondan fazla [1] ve Türkiye’de ticaret aldı başını gidiyor. İthalat ve ihracat arasında yüzde 30’luk bir fark ile ithalat öncü [2]. Yani mantıken bu kadar nüfusu olan, bu kadar üniversitesi okumuş insanı olan bir ülkede üretimin dolayısı ile ihracatın daha yüksek olmasını beklerken, insanlar yurt dışındaki daha ucuz diye gördükleri malları ülkelerine ithal edip topluma dünya pahasına satarak buna ticaret diyorlar. Bütün zekalarını ve zamanlarını buna harcıyorlar.

KKTC’ye bakacak olursak belki de nüfusuna oranla dünyadaki birçok ülkeden daha yüksek oranda lisans ve yüksek lisans mezunu kişiler var. Fakat gel görki sistemin bir parçası olmak ve ticaretin kasiyer ayağında mühendislik diplomasını sıcak havalarda serinlemek için kullanmak zorunda kalıyor insanımız.

Yanlış anlamayın Kıbrıs’ın sıcağı da sıcaktır arkadaşlar, yellik istiyoruz fakat diplomamızdan değil.

Eminim daha kullanışlı olabilecekleri yerler vardır diplomalarımızın.

Türkiye’ye ekonomik ve ticari olarak kordon boyuyla bağlı olduğumuzdan, her türlü üründe, işte ve durumda ambargo ile karşılaştığımız KKTC’de gelişmek zor.

Yani belediye seçimlerinden sonra bir değişiklik olur mu? Bence zor.. Orası biraz muamma.

Paranın akışı ambargoda, ekonomik olarak 1974’ten bu yana teker teker yerli üretimimiz durmuş, bir de ithalat yapıyoruz onu da ithalat yapan bir diğer ülkeden anlayacağınız işimiz biraz zor bu sebeple.

Medeniyete uzanan yolda çok uzaktayız sanki. Dünyadaki çoğu ülkede 2030 ve 2050 yılları için karbon atık oranlarını sıfıra indirmeye çalışırken, büyük araba firmaları önümüzdeki 2 sene sonra sadece elektrikli araç üreteceğini söylerken bizim gibi ülkelerdekiler ticari olarak düşünüp ucuzlatılmış benzinli ve dizel arabaları hemen kapış kapış almakta. Halbuki bunun amacı o arabaları piyasadan kaldırmak. Birçok ülkede hatta cezası bile var. Daha fazla vergi ödettiriyorlar. Ülkemizde henüz hibrid denilen araba türünün makinisti bile yok neredeyse geçtim elektrikli arabaların makinistliğini, bakım onarımını.

Aldanmayın bu söylediklerime, tüplü televizyon da kullanıyor değiliz sonuçta, elimizde son model telefonlar, evimizde en son çıkan teknolojik aletler var.

Bir yandan ayak uydurmaya çalışırken diğer yandan ekonominin etkisi bizi bir dilemma içerisine ittiriyor. Sistemde değişiklik yapma çabası içinde olanlar hep var ve var olmaya devam edecektir. Ben bugün 1 kişiyi bile kâğıt kullanımından durdurup telefonuna ve/veya bilgisayarına yazmasını sağlayabilmişsem bir başarı.

Bu yüzden bu seçim her belediye için temennim halktan, halk ile çalışmış, halk ile ayni zorlukları yaşamış, özellikle de ilk kez oy verecek olan Z-jenerasyonunun son kişilerine dokunabilecek kişilerin seçilmesi.

Artık hedef kitle değişiyor, artık hedef kitle çok farklı daha bilinçli, okumuş araştıran gençler, evde okuyup araştırdığını anlatan gencin ailesi, nenesi dedesi akrabası.

Dikkatli olun adaylar, seçilirseniz bu kişiler size artık hesap sorabilecek kabiliyette ve cesarette. Artık tak etti herkesin canına ve cüzdanına. Biz artık verilen sözlerin havada uçmasını değil, icraata dökülmesini istiyoruz. Biz artık kandırılmak değil şeffaf ve dürüst bir şekilde seçilenlerin görevlerini yerine getirmesini istiyoruz. Zaten oy karşılığı iş vereceksen aday bile olma bence. Sonra hatırlanacak güzel yanlarınız olmaz.

Referanslar:

1.      https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=Nufus-ve-Demografi-109

2.      https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Dis-Ticaret-Istatistikleri-Agustos-2022-45543#:~:text=Genel%20ticaret%20sistemine%20g%C3%B6re%20ihracat%202022%20y%C4%B1l%C4%B1%20Ocak%2DA%C4%9Fustos%20d%C3%B6neminde,43%20milyon%20dolar%20olarak%20ger%C3%A7ekle%C5%9Fti.